27 Nisan 2016 Çarşamba

Saç bakım dosyası

Saçlarımı çoktan unutmuştum.
Sönük, her yıkama sonrası keçeleşen, ince telli olduğu için hiç yokmuş gibi görünen varlığı ayrı, yokluğu ayrı bir derdim vardı. Kimselere demiyordum ama içten içe saçlarım sağlıklı istiyordum. Eski saçlarımı özlüyordum. İnce telli ama hacimliydi, canlıydı, parlaktı, uzundu saçlarım. Öyle çıtkırıldım değildi. Diplerden gelen saçlarım uzadıkça kuruyor, kuruyan saç kırılıyordu. Uçları çatal çatal oluyordu. Mecburen kuaföre gidip kestiriyordum. Saçlarım uzamıyordu bu yüzden.

Saç sağlığının beslenmenin yanısıra beden sağlığıyla, insan psikolojisiyle çok ilgisi var. Bunu öğrendiğimden beri, kendimi huzurda tutmayı öğrendim. Zaman zaman olan huzursuzluklarımı telafi edebilmeyi başardım. Ve bu elbette, saçlarıma, yani bir kadının en güzel aksesuarına olan yansımalarını anlatmak istiyorum.

Saçlarımdaki en büyük şikayetim, cansızlığın, sönük oluşunun yanında, keçeleşmesiydi. Saçımı yıkarken, tararken, ciddi saç kaybım oluyordu. Bununla birlikte evde her yer benim saçlarımla doluydu. Kel kalmaktan korkuyordum.

Saçlarımın bakımı için epey bi araştırdım. Güzellik uzmanlarına sordum. En nihayetinde yiyebildiğim, vücuda faydası olan hemen her gıdanın saça da faydalı olduğunu bilmek şahaneydi. Özellikle içeriğinde antioksidan bulunan E ve C vitamini olan gıdaları tüketmeye başladım. Yoğurt, yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, ceviz, balık, meyve, fasulye.

İşe önce şampuanla başladım. Gliss'in reklam ajansında çalıştığım için ürünlerinin ne kadar başarılı olduğunu biliyordum. O gün hayatıma Gliss girdi.
Saç kremlerini rafa kaldırdım. Sıvısı dahil, hiçbir şekilde saç kremi kullanmayacaktım.

Elektriklenmenin azalması için geniş ahşap saç fırçası aldım kendime. Eski fırçalarım, naylon taraklar raftaki yerini aldılar.

Sonraki aşama saç boyaları oldu. Kimsayal içeriği olan saç boyalarını kullanmayacaktım. Dipten gelen beyazlarım içinse uzun araştırmalardan sonra kına kullanmaya karar verdim. Kınanın bitkisel olması en büyük tercihim oldu.

Sırada bakım maskeleri vardı. Farklı saç maskeleri denedim. Zeytinyağı ve zeytinyağlı karışımların yanında, bal, yumurta ve, hindistan cevizi yağı terapisini keşfettim. Evde hindistan cevizi meyvesinin yağını çıkardım. Zahmetli olmakla birlikte yağ çıkarmak zevkliydi.
Maskelerin sonuçlarını öğrendikçe meyve maskelerini denemeye başladım. Avokado saçlarıma çok iyi gelmişti.

Tanıdığım güzellik uzmanlarıyla konuşuyordum. Günlük kadın programlarında da bu konu sıkça yer alıyordu. Bi tv programında gül suyunun saça faydalarını dinleyince, evde kendi gül suyumu kendim yaptım. Bu da zahmetliydi ama saçlarım için değerdi. Bir fıs fıs şişesi alıp, saçlarımı nemlendirmek yada güzel kokmasını istediğimde gül suyunu saçlarıma sıkıyorum.

Ama yinede saçlarımdaki keçeliği azaltamamıştım. Sadece zeytinyağı, hindistan cevizi yağı maskesi, avokado, gülsuyu yeterli gelmiyordu. Evet bir iyileşme olmuştu, dökülme azalmıştı ama keçeleşme de bitsin istiyordum. Her yıkama sonrası inatla keçeleşiyordu saçlarım.

Zeytinyağının yanında, diğer bitkisel yağları öğrenmeye başladım. Kadınların çok eskilerdeki güzellik yağlarını anlatan bir kitap elime geçince, her bitkinin yağının çıkarıldığını ve her birinin farklı işlevi olduğunu öğrendim. Özellikle hintli kadınların saçlarına hint yağı uyguladığını okumuştum. Badem yağı en kolay bulunan yağdı. Ceviz yağı saç sağlığı için çok faydalıydı.

Sıra vitaminlere gelmişti. Eczaneden E, B ve C vitamini ampülleri alıp, her saç maskesine bir ampül vitamin kırdım. Böylece içten beslemenin yanında, dıştan vitamin takviyesi yapıyordum. Vitamin ampüllerini yağa iyice karıştırıp, saça bu karışımı sürüyordum.

Birde nemi saç tellerine hapsetmek lazımdı. Ne yapabilirimi araştırırken Gliserini keşfettim o zaman. Onca güzellik ürününün ana maddesi olarak kullanılan gliserin saçlarıma iyi gelmez miydi? Gelmeliydi. Bir fıs fıs şişesinin içine bir ölçü gliserin, bir ölçü gülsuyu, 3-4 damla hint ve badem yağı ekleyip, her yıkama sonrası havluyla suyu alınmış saçlarıma şişeyi iyice çalkalayıp saçlarıma sıktım. 3 ay sonra bakım kendini göstermeye başladı.

Gerekmedikçe, saç kurutma makinası, fön, maşa gibi saçlarımı yıpratacağını düşündüğüm hiçbir ürünü kullanmıyorum. Saçlarım ıslaksa, havluyla iyice suyunu alıp, kendi halinde kurumaya bırakıyorum.

Sonuç mu?
Artık hiç keçeleşmeyen, dökülmeyen, nemli, hacimli, pırıl pırıl parlayan, canlı saçlarım var. Kınanın etkisiyle, kahve kızıl renginde, fön çekilmiş gibi düz saçlarıma geri kavuştum.

Avokado ağacı

Avokado'nun çokça faydalarından yararlandıktan sonra, bu mucize bitkiyi yetiştirmek için internette avokado fidanı aramaya başladım. Nasıl yetiştireceğimi bilmiyordum. Çokta istiyordum.

İnternette araştırmaya başladım. Tropik iklim bitkisiydi. Ama bi şekilde olurdu. Deneyebilirdik.
Sonra Zeynomun aklına süper bi fikir geldi. Avokado'yu çekirdeğinden yeşertecektik. Kış ayında nasıl olurdu? Olur muydu? Çekirdekten fidan üretir miydik?

Bir bardağın içine avokado çekirdeğini koyup, çekirdeğin yarısına kadar su ekledik. Özellikle sabah güneşi görebilecek camın önüne, kalorifer peteklerinin hemen üstüne konuşlandırdık. Sabırla bekliyordum. Hergün çekirdeğimi seviyordum. Konuşuyordum onunla.

Günler geçtikçe, bardağın içindeki su bulanıklaşmaya ve azalmaya başladı. Ilık su ilave ediyorduk. Ve sabırla bekliyorduk. Sanki bi bebeğimiz olacaktı.
Çekirdek kurumuyor, renk değiştirmiyordu.
Ve biz sabırla beklemeye devam ettik.

Ve sonra bir sabah çekirdek çatladı. Minik bi çatlaktı. Sonraki günlerde çatlak büyüdü, büyüdü. Çekirdeğin suyla buluşan alt kısmı sabit kalırken, üst kısım birbirinden ayrılmıştı. V gibiydi görüntüsü. Sonraki günlerde yavaş yavaş incecik, ucunda minicik bir tomurcuk çıktığını gördük.
O kadar güzeldi ve öylesine narindiki...
Çok mutluydum.

Günler geçtikçe o narin fidan boy atmaya, ucundaki tomurcuk yaprak olmaya başladı. Evrim geçiriyordu. Mucizeydi. Bu arada çekirdekteki yarık büyümüştü. Çekirdeğin alt kısmındaki cil daha belirgindi.

Bir kaç hafta sonra 15 cm kadar büyüdü fidanlarım. Artık belirginler. Bardağın içindeki su daha çabuk bitiyor. 1 ay sonra köye götürüp toprağa ekeceğim. Ve o günü yeniden sabırsızlıkla bekliyorum.
Tropik iklim bitkisi, rakımı 1700'lerdeki sert dağ havasını sever mi bilmiyorum. Ama yinede denemeye değer.

Yeni avokado fidanlarım için meyvelerim hazır. Sadece biraz daha olgunlaşmalarını bekliyorum.

İnternette bulduğum farklı bir yöntemide buraya ekliyorum.

Kapalı ortamda çimlendirme
Kapalı ortamlarda avokado çukur bardaklarla özel bir teknikle çimlendirilebilir. Bunun için olgunlaşmış ve buzdolabında dondurulmamış avokadonun tohumu olan meyve çekirdeği alınıp, 3-4 kürdan hafifçe sadece kabuğa 1 kaç mm geçeçek şekilde çekirdeğe saplanıp, çekirdek su dolu bir bardağa konularak tutturulur. Bardakta çekirdeğin üçte biri suyun üzerinde olmalıdır. 4 ile 6 hafta içinde avokado filizlenmeye ve kök salmaya başlar. Aksi takdirde çekirdek çöpe atılır. Kök 1-2 cm büyüyünce bitki saksıya alınır ve her birkaç günde bir sulanır. Ancak avokado geniş bir alan istediğinden saksı bir kaç defa değiştirilip büyütülmelidir.

11 Mart 2016 Cuma

Saça Kına Yakmak

Saç boyalarından fazlasıyla yıpranan saçlarım için bir süredir doğal boya arayışım vardı. Annem ve kına kullanan arkadaşlarım kınayı tavsiye ettiği zaman pek olumlu bakmamıştım.
Birincisi, beyazlarım çok fazlaydı ve kıpkırmızı saç istemiyordum.
İkincisi, kınanın bekleme süresi çok fazlaydı, saatlerce kafamda çamurla heykel gibi kalmak istemiyordum.

Sonunda inadım kırıldı ve son yaptığım boya işleminden 3 ay sonra kına yaktım saçlarıma. Sonuç beklediğimden çok daha iyiydi. Diplerden gelen beyazlar kahve kızılı olmuştu. Pırıl pırıl parlıyordu, dökülme ve keçeleşme azalmıştı. Devam edecektim.

İkinci kına uygulamamda, kınanın içine çay demi, patlıcan kabuğu suyu ve bir çay kaşığı zeytinyağı ile yoğurup 1 gün bekledikten sonra, kınayı saçlarımda 12 saatten fazla tuttum.
Sonuç koyu kahve kızıl oldu. Beyazlar tamamen kapandı. Renk tamda istediğim gibiydi.

Sonraki uygulamalarımda kınanın içine çay demi suyu, kurutulmuş ceviz kabuğu suyu, zeytinyağı, badem yağı, hint yağı, bephanten ampül ekledim. Böylece saçlarım doğal boyayla renklenirken aynı zamanda bakım yaptım. Canlı, parlak, ışıl ışıl oldu.

Kınaya ek olarak haftalık bakım maskeleriyle saçlarımı onarmaya başladım. Saçlarım eskisi gibi cansız mat görünmüyor. Kırıklarım azaldı, saçlarım daha dolgun, hacimli oldular.

Kına için gerekli malzemeler:
  • Kına (saçınızın uzunluğuna göre miktar az yada fazla)
  • Patlıcan kabuğu suyu (soğutulmuş)
  • Ceviz kabuğu suyu (soğutulmuş)
  • Demlenmiş çay suyu (soğutulmuş)
  • Soğan kabuğu suyu (soğutulmuş)
  • 1 çay kaşığı badem yağı
  • 1 çay kaşığı zeytin yağı
  • 1 çay kaşığı ceviz yağı
  • 1 adet Bephantene ampül
Bütün malzemeyi, plastik kasenin içinde iyice karıştırın. Karışım çok kıvamlı olursa saça uygulaması zor olur. Çok sulu olursa saçınızdan akar. Karışımı en az 20 saat kadar ılık ortamda bekletin. Temiz saça, diplerden uçlara doğru fırça yardımıyla uygulayın. Başınızı eski bir tülbentle sarın. Kına saçınızda ne kadar beklerse o kadar güzel sonuçlar alırsınız.

Kınalı saçı yıkama aşaması biraz zahmetli. Ilık suyla yeşil çamur akana kadar temizleyin saçlarınızı. İlk yıkamada şampuan kullanmıyorum genelde. Sadece saçlarımdaki çamuru akıtıyorum.
Renkli bir havluya ihtiyacınız olacak. Bu havluyu 10 gün kadar kullanmanızı öneririm.

Havluyla suyu alınmış saça, hindistan cevizi yağı sürüyorum. Bir gün bu şekilde bekletip, sonra şampuanla temizliyorum. Kendi halinde kuruyan saçlarım kuruduktan sonra ipek gibi yumuşacık oluyor. Hindistan cevizi yağı yoksa, ezilmiş sarımsağı zeytinyağıyla karıştırıp saçınızda en az 2 saat kadar bekletip sonra şampuanlayın. Saçlarınızdaki kına kokusu en az 3-4 gün sizinle birlikte olacak.


Kınanın saça faydaları:
  • Kına doğal boyadır. Kına, kına bitkisinin yapraklarının kurutulup öğütülmesiyle elde ediliyor.
  • Kına için kuaföre gitmenize gerek yok. Evde kendiniz rahatlıkla yapabilirsiniz.
  • İçeriğinde kimsayal içermediği için saçlar zarar görmüyor.
  • Hamileler rahatlıkla kullanabilir.
  • Kına, saç telinin içine nüfuz ettiği için saça dolgunluk kazandırıyor.
  • Kınayı uygularken, kınaya zeytinyağı gibi besleyici yağlar ve vitaminler karıştırırsanız saça çok iyi bakımda yaparsınız.
  • Saç dökülmelerini engeller.
  • Saçların sağlıklı ve ışıltılı olmasını sağlar.
  • Uzun vadeli kullanımlarda saçı düzleştirir.
  • Bazı kuaförler kınanın saçı kuruttuğunu söyler. Kınanın içine ilave ettiğiniz bakım yağlarıyla kına saçı kurutmaz, parlaklığı daha uzun süre dayanır.

Kınadan farklı kızıl tonlar nasıl elde edilir?
Açık kızıl tonlar elde etmek istiyorsanız;
Soğan kabuğu suyu kullanın. Soğanın kabuklarını az suda haşlayıp suyu süzün.

Orta kızıl tonlar elde etmek istiyorsanız;
Kınayı kırmızı şarapla veya çay demiyle karıştırın.

Kahve tonları elde etmek istiyorsanız;
Ceviz kabuğu suyu kullanın. Cevizin kurultulmuş yeşil kabuğunu az suda haşlayıp, suyunu süzün. Suyun rengi siyahlaşıyor.

Kızıl mor tonları elde etmek istiyorsanız;
Patlıcan kabuğu suyu kullanın. Patlıcanın kabuklarını soyup, az suda haşlayıp suyunu süzün. Suyun rengi koyu mor oluyor.


Kına yaparken dikkat edilecek unsurlar:
  • Kına lekesi ciltten ve bulaştığı yerden çıkması uzun zaman alıyor. Kına yaparken öncesinde, yüzünüze, kulak kenarlarınıza ve boynunuza vazelin sürün. Eldiven kullanın mutlaka. Ellerden bir süre sonra çıksada, tırnaktan çıkmıyor. Kumaşlarda ise kına lekesi hiç çıkmıyor.
  • Kına yapacağınız alanı önceden hazırlayın. Ben lavaboyu kullanıyorum. Varsa halı ve paspasları kaldırın.
  • Kına karışımı yapacağınız kap metal olmamalı. Plastik kaplar gayet uygun. Karışımı yaparken plastik kaşığa ihtiyacınız olacak.
  • Kınayı kuru, temiz saça uygulayın. Diplerden, uçlara doğru fırçayla uygulayın.
  • Kınayı saça uyguladıktan sonra başınızı eski bir tülbentle sarın. Gece kınayla yatacaksanız saçı streç filmle sarıp üstüne bir kat daha tülbent sarın. Ortam kesinlikle soğuk yada rüzgarlı olmasın.
  • Kınayı saçtan temizledikten sonra saçlarınıza hemen şampuan yapmayın. Saçlar keçeleşirse kolay taranması için saç kremi kullanın. Şampuanlamayı bir gün sonra yapın.
  • Kınadan temizlenmiş, havluyla suyu alınmış saça bakım yağı uygulayın. Hindistan cevizi yağı, tatlı badem yağı, ceviz yağı, susam yağı, zeytinyağı saçlara gerekli bakımı çok iyi yapar. Bu yağlardan bir yada birkaçını saçlarınıza sürüp 1-3 saat bekletip saçı şampuanla yıkayın. Saçın parlaklığı daha belirgin olur.

11 Şubat 2016 Perşembe

Maden Suyu (Mineralli Su)

İçeriğindeki zengin kalsiyum ve florür gibi minerallerle günde en az 2 şişe doğal maden suyu tüketilmesi tavsiye ediliyor. Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki sağlıklı yaşam için gerekli mineralleri sağlayan en iyi içecek doğal maden suyudur.

Öncelikle “maden suyu” ve “soda” arasındaki farkı bilmek gerekiyor.

İçilebilir suyun içine karbondioksit eklendiğinde soda elde etmiş oluyoruz.

Made suyu ise yerin en derin katmanlarından, magmanın karbondioksit gazı basıncıyla yeryüzüne çıkıyor. Kimi kaynaklara göre maden suyunun yeryüzüne çıkma süresi 15 yılı bulabiliyor.

Maden suyu içerisinde; çözünmüş mineral tuzlar ve elementler, bikarbonat, sülfat, klorit, kalsiyum, magnezyum, florit, demir ve sodyum bulunur.

Soda içildikten sonra gaz yaparken (geğirtir), maden suyunun mideyi rahatlatıcı özelliği vardır.

Her ikiside marketlerde soda diye satılır. İşte burda etiket okumak çok önemli. 
Maden suyunun ruhsatı Sağlık Bakanlığı’ndan alınırken, sodanın ruhsatı Tarım Bakanlığı’ndan alınır.

Durumu anlatan çok güzel bi söz var.  “Maden suyu bir ihtiyaç , soda ise bir tercihtir.”

Maden suyunun faydaları nelerdir?
Her yaştaki bireylerin günlük kalsiyum ihtiyaçlarının karşılanmasında takviye olarak düşünülebilir. Solunum, idrar, her türlü spor aktivitesinde ve özellikle yaz aylarında terleme ile oluşan su ve mineral kaybının karşılanmasında ölçüsü kadar kullanılabilir.
Bikarbonat içeriğinin yüksek olması ise mide hastalıklarında mide asidi fazlalılığını baskılayıcıdır.
Özellikle yaz aylarında boyalı, katkı maddeli içecekler yerine maden suları tercih edilebilir.

Günde ne kadar maden suyu tüketmeli?
Maden suları yüksek sodyum içerdikleri için aşırı miktarda tüketilmemelidir. Sağlıklı insanlar günde iki şişe, kilolu kişiler bir şişe içebilir.

Maden suyu böbrek taşı yapar mı?
Yeterli ve düzenli miktarlarda su ve maden suyu tüketmeyen insanlarda tüketenlere göre böbrek taşı oluşumu riski yüksektir. Bu duruma gelmiş ve böbreklerinde taş oluşmuş insanların maden suyu tüketmeleri tavsiye edilmez.

Maden suyunun cilde faydaları nelerdir?
Maden suyu cildin doğal ihtiyacı olan minerallere sahiptir. Tonik olarak kullanılabilir.
Maden suyu cildinizde yanma ya da kızarıklık yaparsa, şişe açıldıktan sonra gazının çıkmasını bekleyin.
Düzenli uygulamadan sonra cilt arınırken, pürüsüz, yumuşak ve sağlıklı bir görünüme kavuşur.
Özellikle sıcak yaz günlerinde cildi rahatlatmak için buzdolabında ağzı açık şekilde soğutulmuş maden suyunu fıs fıs şişesiyle cildinize sıkın. Cilt sıkılaşırken, gözenekler küçülür. Cilt rahatlar.
  • Traş sonrası maden suyuyla cildi yıkamak çok tavsiye ediliyor.
  • Maden suyuna batırılmış bir parça pamuk yardımıyla en zor makyajı bile temizleyebilirsiniz.
  • Maden suyuyla cildinize 2-3 dakika masaj yapıp, cildi kendi haline kurumaya bırakın. Bu işlem kırışıkları önlerken, kan dolaşımını hızlandırırsınız. Böylece cilt düzenli kullanımla ışıldar, canlanır.
  • Sivilcelerden kurtulmak için, limon damlatılmış maden suyuyla sorunlu bölgeye uygulama yapabilirsiniz.
Maden suyunun kullanım alanları?
  • Maden suyunu bardağa boşaltıp içine ince bir dilim limon ve bir dilim salatalıkla deneyin. İçimi çok daha yumuşak ve lezzetli olur.
  • Maden suyu sanılanın aksine yemekten hemen sonra değilde, yemekten yarım saat kadar sonra tüketilirse faydası görülmeye başlanır.
  • Reflü, mide yanması, şişlik gibi durumlarda maden suyu içilmesi tavsiye edilir.
  • Maden suyu içeriğindeki kalsiyum ve magnezyumla, kemik erimesi ve diş çürüklerini önlediği, selülit oluşumunu engellediği, mide, böbrek ve bağırsakların fonksiyonlarını yerine getirmesine yardım ettiği biliniyor.
  • Maden suyunu, türk kahvesi, filtre kahveyle kombinleyebilirsiniz.
  • Sıcak yaz günlerinde serinlemek için ayran yaparken içine maden suyu ekleyip ferahlayabilirsiniz.
  • Maden suyunu hamur işlerinde kullanabilirsiniz. Özellikle poğaça, açma, börek maden suyuyla çok daha gevrek ve lezzetli olur.

5 Şubat 2016 Cuma

Dondurma

Aslında bugünkü yazı konusunu sirke düşünüyordum ama dondurma yapmaya başlayınca, bide tadı şahane olunca yapılışını paylaşmak istedim.
Dondurma, şekerle yada meyve suyuyla, sütle, her çeşit kuru yada yaş meyvelerle yapılan soğuk tatlı. İçeriğine karıştırılan meyvelerin vitaminlerini bünyesinde bulunduran dondurma Kahramanmaş'la ülkemizde de oldukça ünlü.
Dondurmanızı arzunuza göre sade, meyveli yapabilirsiniz. Hem evde yapılan dondurma hazır satılanlara göre çok daha nefis. Kıvamı tutturabilmek ilk başta zor gibi görünsede, zamanla alışıyorsunuz.
Dondurmayı ister sade, ister meyvelerin yanında, isterseniz tatlılarla kombin yapabilirsiniz.

  • 1 lt süt (taze inek sütü yada günlük süt)
  • 1 tatlı kaşığı salep tozu (saf olmalı)
  • 1 tatlı kaşığı pirinç unu (sade)
  • 1 bardak şeker
  • Limon kabuğu rendesi, 1 limon suyu
Pirinç unu, şeker ve salepi harmanlayın. İçine 1 bardak soğuk sütü azar azar dökerek karıştırın. Karışımı bi kenarda bekletin.
Bi tencerede sütü kaynatın, içine şeker karışımını yavaş yavaş dökerek karıştırın. Bu bölümü dikkatle yapın, topak olmasın. Ocağın altını kısın 5 dak karıştırın. Ocağın altını kapayın 5 dak daha karıştırın. Ilıklaşana kadar ara ara karıştırmaya devam edin. Ilıklaşınca limon rendesini ve limon suyunu ilave edip karıştırmaya devam edin.
Karışımı dondurma yapacağınız kaba alıp, dondurucuda bekletin. Ara ara çıkarıp karıştırın. Karıştırma yapmazsanız, önce sadece yüzey donar. Bi süre sonra dondurma tamamen iyice sertleşicek. 
İşte dondurmamız servise hazır.

  • Sadesini yapmak isterseniz limon suyu eklemeyin.
  • Limon yerine portakal, mandalina yapabilirsiniz
  • Çikolatalı yapacaksanız, şeker karışımına bi tatlı kaşığı kakao ekleyin. Pişip ılıklaşan sütün içine bitter parça çikolata parçaları ilave edin.
  • Meyveli yapacaksanız, yine ılıklaşan şekere meyve parçaları ve suyunu ilave edin.
  • Diyet dondurma olsun istiyorsanız, şeker yerine diyet toz şekerle kullanın.

Afiyet olsun :)

25 Ocak 2016 Pazartesi

Hindistan Cevizi Yağı

Hindistan cevizi palmiyegillerden olup, tropik iklimlerde yetişir. Meyvesi liflidir ve tıpta birçok alanda kullanılmıştır. Meyvesinden yağ çıkarılır.
Hindistan cevizi yağı (coconut butter), Pasifik adalarında hastalıklar için şifa olarak kullanılmış. Ağacı "yaşam ağacı" olarak bilinir. 
Yağı, anne sütünde bulunan laurik asit yönünden de oldukça zengindir.

Saf hindistan cevizi yağı oda sıcaklığında katı yağdır. Sıcaklık arttıkça yağ erimeye başlar.
Kozmetikte sıkça kullanıp, cilde ve özellikle kuru cilde, işlem görmüş kuru, hasarlı saçlara en iyi gelen yağdır.



Hindistan Cevizi Yağı Nasıl Yapılır?
Hindistan cevizi yağı yapmak için yaş meyvesini bulabilirseniz daha fazla yağ çıkarırsınız. Yaş meyveyi bulamazsanız marketlerde satılan rendelenmiş hindistan cevizi rendesinide kullanabilirsiniz. 

Yağ yapmak için;
İnce elek
Derin cam kap
Sıcak su
Yüksek devirli blender’a ihtiyacınız olucak.

Hindistan cevizinin meyvesini elinizde güzelce yıkayın, kabuklarını ince ince soyun, kare kare ufak doğrayın blender’dan geçirin. Cam kaba koyup, üzerine kaynar su döküp soğuması için bekletin. Meyve yoksa, satın aldığınız rende tozuyla yapıyorsanız, tozun üzerine kaynar su dökün. Su ürünün bir parmak üzerinde olsun.
Elinizle kaptaki cevizi ve suyu yoğurun. Yoğurma işlemine yarım saat kadar devam edin. Meyveler sıcak suda şişer. Su soğuyunca, karışımı azar azar blender’a koyup çekin. Blender’dan çıkanlarıda başka bir cam kaba alın. Şimdi elinizdeki meyveli su, süt rengini almış olmalı. Kokusu gelmeye başlar. Şimdi bu sütü (içinde hindistan cevizi var) cam kabıyla buzdolabına koyup en az 8-10 saat bekletiyoruz. Hindistan cevizi suyun dibine çöker. Yağda üste çıkar. Su ortada kalır. İşte bu yağ güzellik iksirimiz. 10 saat sonra kabı dolaptan çıkarıp üzerindeki yağı başka bi kapta toplayın.
İşte bi kadar :)

Çıkan sütü süzüp sabah akşam içiyorum ben. İçinede bir kaşık bal koyuyorum. Tadı nefis. 
Suyun dibine çöken hindistan cevizi tortusunuda çiçeklerinizin toprağına karıştırın kudursunlar.

Saç dökülmeleri, saç derisi kuruluğu, boya yıpranmaları, zayıf saçların güçlenmesi için; saçlar kuruyken, hindistan cevizi yağını ellerinizin arasında eritip saçlarınıza tutam tutam uygulayıp, saçlarınızı bone ile sarıp sabaha kadar bekletin. Ertesi gün saçları ılık suyla durulayıp, şampuanla yıkayın.
Düzenli uygulamadan sonra saçlarınız daha dolgun, daha yumuşak, daha parlak olurken, dökülmeler en aza iner.
  • Hindistan cevizi yağı kırışıklar ve göz altı torbaları için çok iyi nemlendiricidir. Her gece yatmadan önce temiz cildinize hafifçe masaj yaparak uygulayabilirsiniz.
  • Çatlamış, kuru dudakları nemlendirmekte kullanabilirsiniz.
  • Dişleri güçlendirir ve diş beyazlatıcıdır. Diş fırçasının ucuna bir parça hindistan cevizi yağı koyup dişlerinizi fırçalamanız yeterli.
  • Hindistan cevizi yağını parmağınızla diş etlerinize sürün. Ardından ılık suyla gargara yapın. Ağız kokusu yanında, ağız içi bakterileri temizler.
  • Hindistan cevizi yağı doğal deodorant. Temiz, kuru bölgeye sürüp deodorant olarak kullanabilirsiniz. Oluşan kötü kokuları engeller.
  • Hindistan cevizi yağı etkili makyaj temizleyicidir. Bir parça pamuk yardımıyla en inatçı makyajı bile temizler.
  • Epilasyon ve traş sonrasında oluşan cilt kuruluğu ve tahrişlerde hindistan cevizi yağını kullanabilirsiniz.
  • Vücutta oluşan çatlakların azalmasında hindistan cevizi yağı oldukça etkili. Düzenli olarak masaj yaparak yağı sorunlu bölgeye uygulayın.
  • Hindistan cevizi yağını toz şekerle karıştırıp cildinize çok fazla bastırmadan peeling yapabilirsiniz. Sonrasında ılık suyla cildi durulayın, nemlendiricinizi sürün.
  • Çabuk kırılan tırnakların güçlenmesi için her gece yatmadan hindistan cevizi yağıyla masaj yapmanız yeterli.
  • Makyaj fırçalarını temizlemek için fırçaya hindistan cevizi yağını sürüp, antibakteriyel sabunla yıkayın. Ne kadar kolay temizlendi demi?
  • Sinek ve böcek ısırıklarından oluşan ağrılı, kızaran bölgeye hindistan cevizi yağıyla masaj yapın. Ağrıyı azaltacaktır.


Hindistan Cevizi Sütü
Çoğunlukla hindistan cevizi suyuyla kavram karmaşası halinde olan hindistan cevizi sütü tamamen farklıdır.
Hindistan cevizi suyu, meyvenin içindeki sudur.
Hindistan cevizi sütü, rendelenmiş meyveden elde edilir. İnek sütü gibi rengi beyaz daha yoğun kıvamlı ve yağlıdır. Katkısız süt çabuk bozulur. Hemen tüketilmelidir.
Süt, kozmetikte kullanımın yanında kokteyl yapımında da kullanılıyor.

Hindistan cevizi sütü yapmak için, meyveyi ortasından delip, suyunu akıtın. Kabuklarını soyup, ufak parçalara ayırın. Meyve parçalarını sıcak suya atıp, su oda sıcaklığına gelene kadar bekleyin. Sonra parçaları az suyla birlikte blenderda iyice parçalayın. İnce elekle sütü süzün. Hindistan cevizi sütünüz kullanıma hazır.

Hindistan cevizi sütü, metabolizmayı hızlandırırken, bağışıklığı güçlendirir.

19 Ocak 2016 Salı

Karbonat

Karbonat, nam-ı diğer sodyum bikarbonat çok işlevli mutfak robotu. Hemen herşeyde kullanılıyor. Doğala bu kadar önem verirken bu kimyasalı niye önemsiyorum? Önemsiyorum çünki gerçektende kullanılmayan alan yok gibi. 
Karbonat ve kardeşi sirke olmazsa olmazlarımın ilk sıralarında. Bu süper ikili güç sayesinde hayatımdan çoğu deterjanı çıkardım. Karbonatı kiloyla alıyorum. Evde kavanoz kavanoz sirke yapıyorum. Varın gerisini siz düşünün.
Yararları saymakla bitmiyor. 
  • Karbonat hamur işlerinin ana malzemelerinden biri. Kurabiye, çörek, kek, börek, makarna, ekmek...etc... Şu an aklıma gelmeyen hamur işlerinde kullanın. Karbonatı kabartma tozu yerine kullanabilirsiniz.
  • Kuru fasulye, nohut, soya fasulyesi gibi pişmesi saatler süren yemeklere bir parça karbonat ekleyin. Pamuk gibi oluyor.
  • Buzdolabı, derin dondurucu, ayakkabı kutuları, kedi tuvaleti, banyo dolapları gibi koku oluşan yerlere, plastik kabın içine bir miktar karbonat koyun, oluşan kokuyu emsin.
  • Banyo köşeleri, duşakabin kenarlarında oluşan küfü yok etmek için küfün üzerine karbonat ardından sirke dökün. Köpürme geçene kadar bekleyin. Sonrasında durulayın. Küf püf oldu demi?
  • Tütünden sararan dişleri fırçanın ucuna koyacağınız bir parça karbonatla fırçalayın. Bembeyaz olur. Ama bunu çok sık yapmayın diş minesine zarar verir. Yine karbonatlı suyla gargara yaparsanız ağız içi yaraları iyileştirir, ağızdaki kokuyu alır.
  • Karbonatı deodorant olarak kullanın. Banyodan sonra temiz koltukaltınıza sürerseniz bikaç gün ter kokmazsınız. Terleme olur ama koku olmaz. Sigara içseniz bile geçerlidir bu durum.
  • Karbonatı kuru şampuan olarak kullanın. Acil durum, saçınızı yıkayacak zaman yoksa, karbonatı saçlarınıza sürüp geniş dişli yumuşak fırçayla fırçalayın.
  • En sevdiğiniz vazo kırıldı ve tamir edeceksiniz. Japon yapıştırıcının içine bir parça karbonat ilave ederseniz o vazo dünyanın en sağlam vazosu olur. 
  •  Çok kirli, yağlı yüzeyleri (ocak, ocak demirleri, tencere kenarları, yağlı fayans yüzeyler...) sıcak suyun içinde çözülen karbonatla temizleyin. Sonra temiz bezle durulayın.
  • Yemek yerken, yemek üstünüze dökülürse hemen karbonatlı suyla silin. Ama öncesinde görünmeyen bi alanda test edin. Kumaşın rengini almasın.
  • Tıkanmış lavabo giderleri için bir iki kaşık karbonatı tıkalı deliğe dökün. Ardından kaynar sirkeyi dökün. Hemen ardından bir kova soğuk su dökün. Tıkalı gider açılmış olmalı.
  • Klozetteki sararmalar için; karbonat, sirke ve tuz karışımıyla taşı ovalayın. Ardından durulayın. Klozet pırıl pırıl oldu mu?
  • Bir parça sulandırılmış karbonatla yüzünüze, ellerinize, nasırlı ayaklarınıza peeling yapın. Nasırlı ayaklara toz şeker, vazelin karışımı da çok iyi peeling yapar. Yüzünüze yaparken fazla bastırmamaya özen gösterin. Bazı ciltlerde karbonat tahriş yapabilir. Test edin mutlaka. Peeling sonrası cildi gülsuyuyla rahatlatın. E vitaminli nemlendiriciyle yumuşatın. Peeling işlemini mümkünse gece yapın.
  • Beyaz çamaşırları, perdeleri yıkarken deterjan gözüne bir parça karbonat ekleyin. Yumuşatıcı kısmınada sirke koyun. Maliyet azaldı demi?
  • Sulandırılmış karbonatı kulak çöpü yardımıyla sivilce kurutmada kullanın. Ama mutlaka test edin öncesinde. Bende sivilceyi kuruttu ama kızarıklık oldu. Sadece sorunlu bölgeye sürün.
  • Karbonatı kimyasal karışımlarla cilt lekelerini yok etmede kullanıyor çoğu güzellik salonu. Ama bende tahriş yaptığı için kullanamıyorum. Bir iki defa pirinç ununa karıştırıp maske yaptım o fena değildi. Tamam bu maddeyi es geçin.
  • Karbonat yorgun ayakları ipek gibi yapar. Tuzlu su derdi eskilerim. Uzun yürüyüşler yada uzun yolculuk sonrası şişen ayaklara karbonat, sirke, su karışımı çok iyi gelir. Sonrasında temiz suyla durulayıp vazelin sürün. Mutluluk yumuşak ayaklara sahip olmaktır.
  • Kirli sepetindeki kötü kokulu çamaşırların üzerine biraz karbonat serpin. 
  • Uzun süre havasız kalan, terli ayaklar kötü kokar. Aynı şekilde ayakkabıda kokar. İşte bu kokuyu karbonatla yok edin. Karbonatlı suyla ayakkabının içini silip kuruması için bekletin.
  • Karbonatı suyla macun yapıp tabak, çanak, kavanozdaki çıkmayan etiketleri bu macunla ovalayıp kurtulun. Yapışkan çok inatçıysa biraz bekleyip ovalamaya devam edin.
  • İllede köpüklü türk kahvesi olsun istiyorsanız kahveyi pişirirken içine bir tutam karbonat ekleyin. Fazla koyarsanız kahvenin tadını bozar. Bu sırrı kimseye vermeyin.
  • Buzdolabını karbonatlı suyla temizleyin. Raflar dahil. Kuruyunca beyaz leke kalmasın diye temiz bezle durulayın.
  • Bir gece öncesinde alkol fazla kaçmışsa, mide yangın yeri yeriyse, ağzınız pas gibiyse, iştah sıfırlanmışsa... Çözüm evet karbonat. Bir bardak suyla bir çay kaşığı karbonatı yutun. Tadı iğğğğ berbat demi? Etkisi mucize.
  • Karbonat sıcak suda çözülür. Soğuk suyla yapacağınız işlerde, önce bir parça sıcak suda çözdürüp ardından soğuk su ilave edin. Eğer karbonatı direk soğuk suyun içine atarsanız çözülmez, dibe çöker.

Vazelin

Vazelin piyasaki en ucuz nemlendirici. 
Vazelin mucizesini keşfettiğimde nasıl bulunmuş diye bi bakındım. 1800’lü yıllarda piyasaya sürülmüş. O zamanda bu zamana dek bir çok yerde kullanılmış. Son kullanma tarihi olmayan bu eşsiz ürünü keşfedin, kullanın, kullandırın.
  • Beze alacağınız bi parça vazelinle eski, antika mobilyalarınızı parlatın. Yağlı his bırakmamak için kuru pamuklu bez kullanın. Ben mutfak dolaplarını vazelinle siliyorum. Sonrasında gülümseyen dolaplarım oluyor.
  • Metal tüm aletlerinizi vazelinle silip bakımını yapıp paslanmalarını önleyin. Yanlız aletleri kullanırken iyice silinki kayganlaşmasın.
  • Zamanla matlaşan deri giysilerinizi yine bir parça vazelin ve pamuklu bezle silip temizleyebilirsiniz. Ama burda vazelini çok az miktarda kullanmaya özen gösterin.
  • Ufak tefek yara çiziklere vazelin sürüp yaranın kabuklaşmasını önleyin. Kabuk yaranın koruyucudur ama kabuk kuruyunca gerilir kanar. İşte bunu vazelin sürerek engelleyin.
  • Vazelin tırnaklara, çatlayan ellere, kuruyan dizlere, dirseklere, nasırlı ayaklara iyi bi nemlendiricidir. Tırnak çevresindeki kabuklaşan soyulmaları temizlemeden önce vazelinle yumuşatın. Topuk çatlaklarına bakım yapmadan bir gece öncesinde ayaklarınıza vazelin sürüp strec filmle sarın yada pamuklu çorap giyip yatın. Sabaha ayaklarınız yumuşacık olur. Eğer kayganlaşırsa suyla yıkayıp ayaklarınıza pudra sürün. 
  • Soğuk havalarda, yara olmuş dudakları korumak ve yaranın kurumasını önlemek için dudaklarınıza vazelin sürün. Mat rujun parlaması için ruju sürdükten sonra üzerine ince bi tabaka kullanabilirsiniz.
  • Kullandığınız parfümü sabitlemek ve daha uzun ömürlü olması için, parfüm kullanacağınız bölgeye önden vazelin sürün. Sonra bana teşekkür edin.
  • Yeni yaptırdığınız dövmeyi güneşten, sudan korumak için vazelin sürün. Hem nemli tutar, hemde yarayı mikroba karşı korur.
  • Arabanızı, motorunuzu yıkayıp temizledikten sonra, lastikleri, jantları vazelinle parlatın yeni gibi olsunlar. Çok fazla sürerseniz yoldaki toz lastiğe sarar. Pamuklu bez kullanın mutlaka.
  • Banyo sonrası pul pul kuruyan cildinizi vaselinle nemlendirin. Bebe yağıda aynı işi görür. Her iki ürünüde, havluyla kurulanmadan yapın.
Önemli not: 
  • Vazelini cildinizde kullanacaksanız, bölgeyi önce ıslatıp sonra vazelini sürün. Deriye çok daha kolay karışıyor.
Fotoğraf: Güvenerek kullandığım Johnson's ve Rosense'nin vazelin ürünlerine yer verdim.

Gül Suyu

Gül çiçeğinin kokulu yapraklarının damıtılmasıyla elde edilen gül suyunun cilt ve saç bakımında oldukça hatırı sayılır bir yeri var. Antibakteriyel ve antiseptik özellikleriyle öne çıkan gül suyu kozmetikte sıklıkla kullanılıyor.
Cildim için ne kullanabilirimle birlikte araştırmalarım başladı. Ve gül suyunu keşfettim. Gül suyunun safını bulmak çok zor. Marketlerdekide katkılı. İş başa düşünce kendi gülsuyu kendim yapmaya karar verdim. Bir iki denemeden sonra saf gül suyu yapmaya başladım. Cildime temizleyici olarak başka hiçbir ürünü kullanmıyorum artık. Üstelik kırışık önleyici bu ürünü deneyin istiyorum.

Gül suyu yapmak için; 
  • Derin tencere, mümkünse cam kapaklı
  • İki tarafı düz tuğla yada mermer parçası yüksekliği en az 10 cm kadar
  • Çelik kase
  • Bolca buz
  • Taze koparılmış kokulu gül yaprakları
  • Temiz içme suyu
  • Cam kavanoz

Tencerenin içine tuğla yada mermer parçasını koyun. Üstünü geçecek kadar temiz suyla doldurun. Taşın üstüne çelik kasenizi koyduktan gül yapraklarını kasenin etrafını saracak şekilde suyun içine ekleyin. Tencerenin kapağını ters olacak şekilde kapayın. Yalnız dikkat etmeniz geren en önemli şey, tencerenin ters dönmüş kapağının ucu kaseye değmesin. Ve kapağın uç kısmı kasenin tam ortasına gelsin.
Tencereyi ateşe koyun, su kaynadıktan sonra ters dönmüş kapağın üstüne kırılmış buzları koyun. Böylece etki tepkiyle gül yapraklarının suyu buharlaşıcak. Su kaseye damla damla akmaya başlayacak. Bu işlemi buzlar eriyinceye kadar yapın. Arada kase dolunca içindeki saf gül suyunu cam kavanoza alın. Artık saf gül suyunuzu kullanmaya başlayabilirsiniz.

  • Cildiniz hassas ve tahriş yada kızarıklık olduysa soğutulmuş gül suyu rahatlatır, canlandırır. İyi hissedersiniz.
  • Makyaj, ter, yağlı kremler etc.. tıkanan gözenekleri gül suyuyla temizleyebilirsiniz. Cildiniz ışıldar parlak olur.
  • Yatmadan önce gül suyunu cildinize pamukla sürün, rahatlatır. Daha iyi uyursunuz.
  • Gül suyu sivilceleri kurutuyor. Daha güzeli, düzenli kullanımla sivilce izlerini yok edebilirsiniz.
  • Şampuanın içine bir parça gül suyu karıştırın. Saçlarınız pamuk gibi yumuşacık olur. Saçlara bakımda yapar, parlatır.
  • Soğutulmuş gülsuyuyla şişen gözlerinize pamukla hafifçe masaj yapın. Şişleri alır.
  • İçeriğindeki antioksidan düzenli kullanımla kırışıklara iyi gelir. Bunu kimseye demiyorum.
  • Gül suyunu güneş banyosu sonrası mutlaka kullanın. Gerilen cildi onarır, rahatlatır.
  • Selülit belasına etkisini bilmiyorum. Bende selülit yok ama kullananlar düzenli mesajla çok iyi geldiğini söylediler.
  • Gül suyunu gargara olarak kullanabilirsiniz. Özellikle ağız kokusu gidericidir.
  • Gül suyunu yüzünüze yaptığınız maskeleri krem yapmak için kullanabilirsiniz. Ben özellikle pirinç maskesine gül suyu kullanıyorum. Kokusu mis gibi.
  • Cildinize yaptığınız maske sonrası gül suyuyla bakımı tamamlayın. Şahane hissedeceksiniz.
  • Gül suyu strese çok iyi geliyor. Şakaklara, enseye, omuzlara gülsuyuyla masaj yapın. Tabi kokusunu sevenlere. :)

Arap Sabunu


Ufak bi kızken arap sabunu dediklerinde eski Türk filmlerindeki arap bacılar gelirdi aklıma. O zamanlar değeri daha fazla mı bilinirdi? İsimsiz şeffaf naylon poşetlerde kiloyla alırdı annem. Arap sabununun o kendine has kokusu çocukluğumu anımsatır hep. Apartmanlar, hastaneler bu kokuyla sarmalanırdı. 
Bu kadar doğal deyipte içinde hiçbir kimyasalı barındırmayan, oldukça görkemli tarihi olan, bu çok işlevli ürünü es geçemezdim. İçeriğinde hiçbir hayvansal, petrolümsü bileşim, parfüm, esans yok. Cilt dostu gliserinli. Üstelik bütçesi oldukça uygun.

  • Rahmetli Barış Manço 7’den 77’ye programında saçlarını arap sabunuyla temizlediğini anlatmıştı. O kadar çok severdimki onu, sözleri aklımda kalmış.
  • Arap sabunu halıları temizler, renklerini korur. Sulandırılmış arap sabununu havlu bezle halılarınızda, koltuk döşemelerin temizliğinde kullanın. Temizlikten geriye hoş kokusu kalsın.
  • Sulandırılmış arap sabununu fayans ve fayans arası derzlerin temizliğine kullanın. Sonuç, temizliğin parlaklığına hayran kalacaksınız.
  • Evde büyüttüğünüz saksı çiçeklerinin yapraklarındaki birikmiş tozları, bitki bitlerini, böcekleri sulandırılmış arap sabunuyla temizleyin. Fısfıs şişenin içine bir parça sulandırılmış sabun koyup bitkinize sıkın.
  • Lekeli beyaz çamaşırlarınızı makinaya atmadan önce 1 saat kadar arap sabunlu sıcak suda bekletin. Sonra çamaşırlarınızı makinada yıkayın. Çamaşırların beyazlığına hayran kalıcaksınız. Çamaşır makinasına arap sabununu kullanırken sulandırmakta fayda var.
  • Otomobil, motosiklet temizliğinde arap sabunu kullanın. Kaportanın cilasını bozmaz, parlatır. Yıkama işlemi bitince jantları ve lastikleri vazelinle parlatın.
  • Bulaşık temizliğinde tereddütsüz kullanın. Normal deterjana göre biraz daha kayganımsı yapısına kullandıkça alışırsınız. Bulaşık makinasında da kullanabilirsiniz. Makinanın parlatıcı gözünede sirke koyarsanız, hem maliyet düşer, hemde kimyasal yememiş olursunuz.
  • Mermer, cilalı taş tüm ürünlerinizin temizliğinde sadece arap sabunu kullanın. Piyasadaki diğer ürünler taşın üstünde sırı zamanla bozar.
  • (Klozet, küvet, lavabo, mat yer karoları dahil.)
  • Kedi, köpek evciliniz varsa rahatlıkla arap sabunuyla banyo yaptırabilirsiniz. Arap sabunu içeriğindeki bileşimler ph değeri düşük olduğu için evcilinizin cildine zarar vermez, tüyleri parlatır.
  • Saçlarınızı boyadınız ve renk çok koyu oldu sevmediniz. Boya işleminden hemen sonra saçlara arap sabunu sürüp bekletin, sonrasında ılık suyla durulayın. Bu işlemi bir kaç gün arayla istediğiniz kadar yapabilirsiniz. Kuaför sırrıdır efendim. Yalnız arap sabunu saçları kurutur, kaşıntı yapabilir. Uygulama sonrası saçlara ve saç derisine saç kremi yada, yıkama sonrası nemlendiri krem yada yağ sürün. Saçlar nemini geri kazansın.
  • Laminant, parke temizliğinde arap sabununu tek geçerim. O derece başarılı. Mobilya cilası vs türevleri deterjanlara bi dünya masraftan kurtulun.
  • Tesisat işlerinde, boruları iç içe geçirirken zorlanırsanız, alana bir parça arap sabunu sürün.
  • Cam, ayna, tv temizliğinde kullanın. Mikrofiber bezle kullanırsanız yüzeyde ip izleri kalmaz. Alanı parlatır.
  • Yatak döşeğinizin temizliğinde kullanın. Zamanla sararan döşek kaplamasını ilk günkü gibi temizler, güzel kokar.

Sirke


Her evde bulunması farz olan, her derde deva, evin hemen her köşesinde kullanılan mucize iksir. Sirkeyi keşfettikçe bi dolu şeyde tasarruf kaçınılmaz. Sağlıkla ilgili faydalarına girmiyorum bile. O ayrı bi yazı konusu olurdu. 

Elma, üzüm, erik, portakal, mandalina, nar, limon sirkelerini evde rahatlıkla yapabilirsiniz.
Nerelerde kullandığımı hatırladığım kadarıyla yazmaya çalışıcam. Unuttuğum olursa sonra ilaveler yaparım artık.

Elma Sirkesi
Elmanın kabuklarını çekirdekli kısımlarını temiz içme suyuyla dolu cam kavanoza koyun. İçine bir kaşık bal ekleyin. Kavanozun üstüne bi tülbent bağlayıp hergün tahta kaşıkla karıştırın. Kavanoz güneş görmeyen bi yere koyun. Böyle 1 ay kadar beklesin. Zamanla elmalar yumuşayıp dibe çökünce sinekler belirecek.
O zaman sirkeyi ince tülbette süzün. Süzülmüş sirkeyi Aynı cam kavanoza tekrar geri koyun. İçine biraz kalın tuz, bi parça ekmek, bir iki nohut atıp kapağını kapayın. 40 gün sonra sirkeniz hazır :)

  • Sirke salata çeşitleri, piyaz, turşu, makarna sosları, balık ex’leri, köz biber, kurutulmuş domates sosları etc... Lezzet katar.
  • Cam, porselen, kristal, klozette zamanla biriken kireçleri tek hamlede sirkeyle temizleyin.
  • Su ısıtıcısı, çay, kahve makinalarındaki kireç kalıntılarını karbonat sirke ikilisiyle yok edin. 
  • Çamaşır makinasının yumuşatıcı bölümünde sirke kullanın. Hem çamaşırlar yumuşasın, hemde deterjan kalıntıları yok olsun.
  • Bulaşık makinasının parlatıcı bölümünde sirkeyi kullanın. Bulaşıklar ışıl ışıl olsunlar.
  • Tatile gideceksiniz, bir süre yoksunuz. Buzdolabını sirkeli suyla silerseniz, dolap kullanılmadığı süre içinde bakteri üretmez.
  • Sirkeyi ayda bir defa çamaşır ve bulaşık makinasının deterjan bölümüne koyup makinayı kısa program boş çalıştırın. Calgon gibi kireç söker. (Servis yetkilisi tavsiyesidir)
  • Saçların son durulama suyuna az bi miktar sirke karıştırırsanız saç parlar, yumuşar.
  • Muhabbet kuşları, kedi ve köpeğinizin içme suyuna ayda bir iki damla sirke koyarsanız, iç parazitlerini döker. Yine evcilinizi yıkarken son suyuna sirke (çok az) karıştırırsanız tüyler ipek gibi olur. Fazlası evcilinizin cildini kurutur kaşıntı yapar. Yada tüyleri sirkeli suyla silebilirsiniz. Bu işlem dış parazitlerin dökülmesini sağlar.
  • Tuzlu zeytinleri sirkeli suda bekletin. Tadı daha yumuşak olur.
  • Pazardan, marketten aldığınız tüm sebze ve meyveleri sirkeli suyla yıkayın. Özellikle yeşil yapraklı sebzelerdeki bitleri ve yumurtalarını döksün.
  • Yıkama suyuna limon ve sirke ekleyip sebzeyi bu suda bekletin. Sebzeler pişerken renklerin çok fazla bozulmadığını göreceksiniz. Özellikle havuç, pazı, biber, ıspanak, fasulye.
  • Halıları, döşemeleri sirkeli suyla silin. Renkler pırıl pırıl olsun.
  • Düzenli olarak kullandıktan sonra mikrodalga ve fırını sirkeli suyla silin. İçinde bakteri üremesini engelleyin.
  • Sirke ve karbonat karışımıyla kararan gümüşlerinizi parlatın. Gümüşlerinizi karışımın içinde 2-3 saat kadar bekletin. Sonrasında temiz su ve pamuklu bezle silin.
  • Sirke cilt lekelerine çok iyi gelir. Direk sirke cilde tahriş yapabilir. Maskelerin içine bir iki damla kullanın.
  • Sabahları bir bardak suya bir tatlı kaşığı sirke zayıflamaya yardım eder. Tadını sevmezseniz içine bir parça bal karıştırın.
  • Yumurta haşlarken kabuğun çatlamaması için haşladığınız suya bir çimdik tuz ve bir parça sirke ekleyin.
  • Ağız içi minik yaralar için sirkeli suyu gargara yapın. Doğal ilaç. 
  • Sirke gargarası aynı zamanda dişlerde oluşan lekeleri temizler.
  • Sonrasında temiz suyla ağız içini yıkayın.
  • Hıçkırık tuttuysa ve geçmiyosa, bir kaşık sirke yutun. Vücut anında tepki verir, hıçkırık yok. Sonrasında bir bardak su içmeyi ihmal etmeyin. Asetik asit mideye zarar verir.
  • Camları sirkeli suyla temizleyin. Pırıl pırıl olsunlar.
  • Kesme tahtasıdaki lekeleri sirkeli suyla temizleyin. Pırıl pırıl olsun.
  • Otomobilin cam suyuna sirke karıştırın. Işıl ışıl olsun.
  • Banyoda dip köşelerde oluşan küf lekelerine karbonat üstüne sirke dökün. Cozurtu geçince suyla durulayın.
  • Bi rivayete göre sirke üzerinizdeki negatif enerjiyi alırmış. Scret’le kafayı bozan bi arkadaşım söylemişti. Deniz suyu, sirke karışımı duşta negatif enerjiyi yok edermiş.
  • Yine evin bir köşesine bir kapla sirke konursa evi kötü ruhlardan korurmuş. (The Scret)
  • Epilasyon, ağda sonrası gözeneklerde oluşan kızarıklıklara minik sivilceleri engellemek için bölgeye sirke sürün. Öncesinde test edin mutlaka. Tahriş yapabilir. Yada sirkeyi sulandırıp kullanın.
  • Ellerinizdeki yemek kokularını sirkeli suyla yok edin. Sonrasında nemlendirici sürün mutlaka.
  • Hamur işlerine bir iki damla sirke börek çöreğinizi kıtır kıtır yapar. Karbonat yada maden suyuda kullanabilirsiniz.
  • Evdeki yemek, sigara kokusunu yok etmek sirkeyle mümkün. Bir kaba koyacağınız sirkeyi koku olan odada tün gece bekletin.
  • Sirkenin kokusu uçucudur. Kuruduktan yada durulandıktan sonra koku kalmaz.
  • Sirkeli karışımlarda cam, porselen yada plastik kaplar kullanın.
Nar sirkesinin yapılışı için: Nar sirkesi
Portakal sirkesinin yapılışı için: Portakal sirkesi

Patates

Patatesi diğerlerinden ayıran en büyük özelliği tohum yerine patatesin kendisinin geri dönüşüm kullanılarak elde edilmesidir. Toprağa patates ektiğinizde önce patates bitkisi büyür sonra patatesler toprağın altında çoğalır büyürler.

Toprağın tüm besleyiciliğini bünyesinde tutan nişasta zengini, vitamin deposu, çok işlevli, mutfağın vazgeçilmezi patatesi çok yerde kullanıyoruz demi? Çeşit çeşit lezzetler yapıyoruz. Bu mucize sayesinde yaratıcılıkta sınır tanımıyoruz. Ama biz pişmişiyle değilde çiğ patatesin suyuna göz kırpıcaz.

  • Katı meyve sıkacağında çıkardığımız patates suyunun faydası saymakla bitmiyo. Benim burda robotum olmadığı için, rendelenmiş patatesin içine atıyorum pamukları.
  • Selülit belasına patates suyunu pamuk yardımıyla sürüp masajla yedirin. Bunu düzenli yapın. Gerçekten işe yarıyor.
  • Yüzünüze ve boynunuza düzenli kullanımla var olan kırışıklıkları ve lekeleri inceltin.
  • Gözaltındaki koyu lekelere bir parça pamukla sürün. Cildin yapısına göre zamanla azalma oluyor. Bunu bir arkadaşımda denedik. Gerçekten işe yaradı. Ama kürü bırakınca bölge bir süre sonra yeniden koyulaştı. Bu bir sağlık sorunu mu? Cildin yapısı mı bilemiyorum.
  • Çok lekeli cildiniz varsa özellikle güneş lekeleri, güneş yanığı varsa, o bölgeye soğutulmuş patates suyuyla kompres yapın. Hem rahatlatır hemde lekeyi yok eder. Sonrasında cildinizi ılık suyla yıkayıp gül suyu sürüp parlatın.
  • Şişen gözlere soğuk patates suyu çok iyi gelir. Şişi alır. Suya batırılmış pamuğu 5 dakika kadar gözlerinizde bekletmeniz yeterli. Yeşil çayda aynı şekilde yorgun gözlere iyi gelir. Ama her iki ürününde soğutulmuş olması işlemi çabuklaştırır.
  • Pirinç suyu gibi patates suyuda ciltte ton açar. Patates suyunun içine ilave edeceğiniz bir miktar limon suyuyla cildinizin tonunu açın. Limon suyu bazı ciltlerde kızarıklık kaşıntı yapabilir. Test etmeden kullanmayın. Yada limon suyunu boşverin. Yerine azıcık doğal sirke koyun. Ama bunuda test edin mutlaka.
  • Patates suyu, aç karnına içilirse yorgun mideyi rahatlatır. Tadını sevmezseniz içine bi kaşık bal koyup öyle için. Bendeki reflü kabusunun ilacı.
  • Çok yorgun bi günün sonunda yorgun cildi canlandırmak için, bir patatesi yıkayın, soyun, dilimleyin. Dilimleri dolaba atıp soğutun. Soğuk dilimleri 10-15 dakika kadar yüzünüzde bekletip ardından ılık suyla yıkayın. Gülsuyu sürüp makyajınızı yapın. Geceye hazırsınız. Ciltteki yorgunluğu aynı şekilde salatalıkta hafifletir.
  • Göz çevresi kırışıklıkları için önceliğim her zaman hindistan cevizi yağı. Ama yapmak zahmetli. Yada malzeme bulamıyorum. Olmadığı zaman patates suyuna bir parça zeytinyağı ekleyip göz çevresine gece bakımı yapıyorum. Yağı iyice yedirmek gerekiyor. İşlemin sonunda yağın fazlasını pamukla alın.


Soğan

Yemeklerin, salataların, turşuların, soğuk sıcak sandviçlerin olmazsa olması, yeşili, kurusu, moru, beyazı, tıpkı patates gibi toprak altında büyüyüp, toprağın bütün besleyiciliğini bünyesinde barındıran soğan’la ilgili bir iki şey yazmak lazım diye düşündüm. 
Bu C vitamini deposunu tanıdıkça, keşfettikçe çok daha ilgi duymaya başladım. Evdeki saksılarımın bi köşesine eker büyütürüm.
Sağlıkla ilgili birçok faydası var. Ama bu dr kısmına kalsın. Sağlıkla ilgili ben daha çok kendi öğretilerimi paylaşmayı istiyorum.
  • Soğan suyu, yoğurt suyu gibi doğal antibiyotiktir. Soğan suyunu pansuman yapılacak kesik, yanık yaralarının iltihaplanmasına engel olarak kullanabilirsiniz.  Bir baş soğanı, fırında yada ateşte ısıtıp fizahlı yaraya sarıp bütün gece bekletin. Sabaha kötü bi koku olur ama yaranın fizahıda, şişi inmiş olur. İltihap varsa akar. Sonrasında pansuman yapabilirsiniz.
  • Çiğ soğan suyu böcek, arı sokmalarına karşı ilaç gibidir. Soğanın suyunu pamuk yardımıyla bölgeye sürün.
  • C vitamini yönünden en zengin sebzelerin başında geliyor.
  • Kış aylarında grip ve nezle virüsüne karşı soğanı daha fazla tüketmeye özen gösterin. Doğal antibiyotik demiştim.
  • Soğan doğrarken gözlerinizin yanmaması için soyulmuş, yıkanmış soğanı bir parça una bulayın. Kesmeye başlayın. Yada vaktiniz varsa soğanı soyduktan sonra bir süre suda bekletin. Kesmeye başlayın. Yada soğanı buzdolabında bekletin. Kesmeye başlayın. Gözyaşına veda edin.
  • Siğilleriniz varsa, ufak boy soğanı haşlayın. Soğanın ortasını çıkarıp siğilin üzerine koyun. Ve bunu iyileşene kadar hergün tekrarlayın. İyileşmesi çok uzun sürmeyeek.
  • Soğanı doğradıktan sonra ellerde kalan koku geçmiyo demi? Soğanı doğramaya başlamadan evvel ellerinizi sirkeli suya daldırın. Sonrada soğanınızı doğrayın. Soğan kokusu ellerinize sinmez. Sirkenin kokusuda kuruduktan sonra uçar gider. Ben sirkenin kokusunu sevmiyorum diyorsanız; Soğanı doğradıktan sonra ellerinizi kahveli suyla yıkayın.
  • Yeşil soğandaki vitamin oranı kuru soğana göre çok daha fazlaymış. Bunu yabancı bir kaynaktan okumuştum.
  • Soğan zayıflatır mı sorusuna ben evet diycem. Aynı şekilde maydanoz suyuda zayıflamaya yardımcı bitkilerden. Zayıflama çorbalarının içine bolca soğan doğrayabilirsiniz. Soğan müthiş idrar söktürür, hazmı kolaylaştırır, ödem atmanıza yardım eder.
  • Kum yada taş düşürüyorsanız soğanı bolca tüketin. Faydası oldukça var. Bunu dr söylemişti.
  • Soğan soyulduktan sonra bekletilmesi içindeki besin değerinin azalmasına neden olurmuş.
  • Soğanı dilimleyin, çok az yağda kavurun, bi parça esmer şeker, bir parça balzamik sirke koyup karamalize olana kadar pişirip, et yemeklerinin yanına garnitür yapın. Özellikle biftek ve balığa çok yakışıyor. Tadını sevmesenizde tabağınıza şahane görünüm katar.
  • Elinizde fazlaca yeşil soğan varsa, hemen kullanacak durumda değilseniz onları yıkayın, doğrayın kurutun. Hava akımı olabilecek, güneş görmeyen bi ortamda kuruyan soğanları özellikle çorbalarda kullanabilirsiniz. Yada menemene koyun. Köyde en çok yumurtayla pişiriliyor yeşil soğan.
  • Soğan yedikten sonra ağızda kalan kokusu için, bir parça ekmek yada maydanoz yiyin. Yada varsa karbonat’la gargara yapın.
  • Zeytinyağlı yada haşlama yaparken içine bir iki arpacık soğanı atın. Daha lezzetli olur.
  • Saçlara yapılan kınanın içine soğan kabuğu koyardı eskilerim. Annemde bi kaç kere söyleyince bununla ilgili yazılar okudum. Soğan saçı beslermiş. Saçın uzamasına yardım edermiş. Soğanı saçlarımda kınalı karışım haricinde hiç kullanmadım ama bunuda deneyip tecrübelerimi paylaşırım.
  • Soğan ve patatesi aynı ortamda saklamamaya gayret edin. Soğan içeriğindeki nemden patatese cil attırır.

Kahve

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var demi? 
Kahve içmek için bahane çok. Sabah kahvesi, keyif kahvesi, mola kahvesi, akşam kahvesi etc... 
İlk olarak Türkler tarafından bulunan, kendine has tadı, kokusu, köpüğü ve sunuş biçimiyle Türk Kahvesi'nin bir kimliği ve geleneği vardır. Türk kahvesi, telvesi ile ilkram edilen tek kahvedir. Osmanlıda, saray mutfağında, evlerde, kahvehanelerde itibarlı misafirlere ikram edilirmiş. Kahve çekirdekleri bakır tavalarda kavrulup sonra dibeklerde dövülerek un haline getirilip, cezvelerde pişirilir.
Büyük bi keyifle içtiğimiz kahvenin sıradışı kullanımlarından biraz bahsedicem.

  • Kahvenin telvesini sulandırıp saksı çiçeklerinizin dibine dökün. Çiçekler canlanır. Ama bunu çok sık yaparsanız telve toprağa karışmadan kütle gibi kalır köklerin nefes almasını engeller. Çiçek sararır.
  • Kahve telvesini hindistan cevizi yağıyla krem yapıp fazla bastırmadan cildinize peeling yapın. 10 dak kadar bekledikten sonra gülsuyula bakımı tamamlayın. Cildiniz pamuk gibi olucak.
  • Kahve suyu ciltteki ton farklarını dengeliyor. Aynı zamanda cildi yumuşatıyor. Uygulamadan sonra cildinizi ılık suyla yıkayın.
  • Kahve telvesini ellerinizdeki kokuyu gidermek için kullanın. Telveyi ellerinizin arasında ovuşturup suyla yıkayın. Koku kalmadı demi? Hemde yumuşacık oldu mu?
  • İnatçı bulaşıkları temizlemek için kahve telvesini kullanabilirsiniz. Telveyle ovaladığınız kap kacağı suyla durulayın.
  • Eskitilmiş görünümlü mektup kağıdı yapmak için kahve telvesine biraz su karıştırıp kağıdı içine koyup gölgede kurutun. Orijinal mektup kağıdınız hazır.
  • Bahçedeki böcekler için bahçenin kenarlarına sulandırılmış kahve telvesi dökün.
  • Koyu renkli mobilya çizikleri için kahve çekirdeklerini az sıcak suda demlemdirin. Pamuk yardımıyla sorunlu yerleri silin.
  • Ebru Şallı kahve telvesinin selülite iyi geldiğini söylemişti bi programda. Düzenli yapılan masajla var olan selülitlere veda edin.
  • Uykusuz kalmanız gerekiyorsa, içtiğiniz kahveye nane yada acı badem likörü karıştırın.
  • Alkol fazla kaçtı kusmanız lazım. Telvenin içine biraz limon suyu ekleyip için. Leğeni önceden hazırlayın ama. Anında sonuç verir.
  • Tiramusu yaparken keki ıslattığınız suyun içine bi kaşık kahve ilave edin. Lezzete lezzet ekleyin.
  • Türk kahvesi çabuk bayatlıyor. Kahveyi sakladığınız kavanoza bir iki kesme şeker atın. Taze kokusu uzun süre bozulmuyor.
  • Türk kahvesi pişirirken köpüklü olması için içine bi tutam karbonat ekleyin. Fazla atarsınaz karbonat kahvenin tadını bozar.

Bal ve Tarçın

Bi süredir yazılarıma ara vermiştim. Bu yeni yazı, bal ve tarçın yazılarına ek gibi görünsede, bu iki mucizenin karışımıyla çok iyi sonuçlar alabilirsiniz.
Birçok kaynakta sağlıktan faydaları anlatılıyor. Burda yine kendi deneyimlerimi anlatıcam.

Bal ve tarçın karışımı:
  • İki ölçü tarçın ve bir ölçü balı bir bardak ılık suyla karıştırıp için. İdrar yolu problemlerine çok iyi geliyor. Günde iki kez içebilirsiniz. Yanında ek olarak bolca su takviyesine ihtiyaç var.
  • Boğaz ağrısı, boğazda gıcıklık, balgamı kolay atma, öksürük gibi sorunlara bal ve tarçın karışımı iyi gelir. İster bir bardak suyla karıştırın, ister macun gibi kaşıklayın. Günde en az bir defa yapın. Yanında bol su için.
  • Bal ve tarçın mide ağrılarına çok iyi geliyor.
  • Bal ve tarçını sabahları aç karnına macun kıvamımda kaşıklayın. Kilo vermeye yardımcı olur.
  • Bal ve tarçın karışımını macun haline getirip cildinize maske yapın. Yarım saat kadar bekleyip, cildinizi ılık suyla yıkayın. Sonrasında gül suyu sürüp, hindistan cevizi yağıyla nemlendirin. Cildiniz kadife gibi olur. Bu maskeyi düzenli yapın.
  • Bal, tarçın, zeytinyağı ve iki ampul e vitamini karışımını bi kaba koyup tahta kaşıkla iyice karıştırın. Saç diplerinden uçlara doğru iyice yedirin. Karışım kıvamlı olduğundan sürmesi zor olur. Saçlarınızı çekiştirmemeye çalışın. Yarım saat kadar sonra yıkayın. Tarçının saçtan çıkması biraz zahmetli olsada sonucunda pırıl pırıl parlayan hacimli, yumuşacık saçlarınız olur. Karışımı düzenli yapın. Saçlarınız yağlıysa, son durulama suyuna sulandırılmış doğal elma sirkesi karıştırın.
Püf noktası:
  • Balı sıcak suya karıştırmayın. Sıcak su balın içindeki enzimlerin yok ediyor.
  • Balın içine  kuru tahta kaşıktan başkasını kullanmayın.
  • Yukarıdaki tarifler toz tarçın için geçerlidir.
Bal sayfası için: Bal
Tarçın sayfası için: Tarçın

Yoğurt

Dünyanın en önemli buluşlarından biri. %100 katıksız Türk malı.
Heryerde “sağlık içten gelir” sloganı dönerken, kalsiyum ve antioksidan deposu, sindirimi kolaylaştıran, yağ yakan, tırnak, diş, cilt ve saç güzelliğinde bolca tüketilen yoğurt sağlık içinde çok çok faydalı. 
Özellikle sigara içenlere her akşam bir kase yoğurt tavsiye edeceğim. 
Diyet yapanlar ara öğün yoğurdu atlamamaya özen gösterin.

  • Yoğurdu tohum yemişlerle tüketirseniz besin değerini kat kat artırırsınız. Üstelik tok tutar. (Keten tohumu, ayçiçek tohumu, buğday tohumu...)
  • Yoğurda soyulmuş, ufak parçalara ayrılmış taze meyve ekleyin. Üzerinede bi çimdik vanilya serpin. Afiyetle yiyin. Yoğurt meyvenin fazla şekerini dengeler. Özellikle şeker hastaları için çok faydalıdır.
  • Kanlıca yoğurdunu özlediyseniz, 1 kase yoğurda 1 çay kaşığı pudra şekeri atın.
  • Kan şekeriniz düştüyse, tatlı kriziniz tuttuysa 1 kase yoğurda 1 kaşık bal karıştırın. En düşük kalorili, masum tatlı budur.
  • Salata sosu yaparken mayonez yerine yoğurt kullanın.
  •  Mayaladığınız yoğurt kaymaklı olsun istiyorsanız kaynattığınız sütü sıcakken mayalayacağınız kaba alın, süt ılıklaşana kadar kabuk tutar. İşte bu kabuk yoğurdun kaymağıdır.
  • Kaymaksız yoğurt istiyorsanız, sütün kabuğunu ayrı bir kaba alıp kurabiye, tatlı, poğaça yaparken kullanın. Yada kahvaltıda afiyetle tüketin.
  • Yoğurt ve yoğurt suyu doğal antibiyotiktir. Yoğurdun suyunu ayran yapmakta kullanın.
  • Hamur işi yaparken süt yerine yoğurt suyu kullanabilirsiniz.
  • Yoğurt ağız kokusuna birebirdir.
  • Fazla yoğurdunuz varsa yada yoğurt ekşimişse süzme yapın. Ekşi yoğurdu sık dokuma kumaştan yapılmış bez torbaya dökün. Torbanın altına bi kase koyup biraz yüksekçe bi yere asın. (Ben musluğa asıyorum) Akşamdan astığınız torbayı sabah boşaltın. Süzme yoğurdun içine biraz tuz atıp sabah kahvaltılarda reçel, balla kombin yapın.
  • Süzme fazla olduysa, süzmeyi tuzlayıp ıslak tülbent bezin içinde serin bi yerde bekletin kurusun. (Tülbent kuru olursa, süzme beze yapışır, çıkarırken parçalanır) Sonrasında bezden çıkarıp dolapta kendi haline bırakın. Köyde kaymak derler buna. Çok kıymetlidir. Tadı nefistir. Kuru kaymak yıllarca küflenmeden durur.
  • Yoğurdu biraz suyla sulandırıp, kavanoza koyup bilek gücünüz yettiğince çalkalayın. Kolunuzu dinlendirip tekrar çalkalayın. Köpüren yoğurdun üstündeki biriken yağı tahta kaşık yardımıyla alın. Soğuk suyun içine atın. Böylece yağ, suya karışan yoğurttan sıyrılır ve sertleşir. Kahvaltılık tuzsuz yoğurt yağınız oldu. En değerli yağ budur. Kızarmış ekmekle şahane olur. Yemeklerinizde kullanın.
  • Yoğurt harika cilt dostudur. Yoğurt ve bal’ı karıştırıp cildinize maske yapın. Sonrasında ılık suyla yıkayıp, gülsuyuyla cildi parlatın. Etkiyi anında hissedin. Lekelere karşı savaşırken, bal cildi nemlendirsin, beslesin.
  • Yoğurt, bal, zeytinyağı karışımıyla saç maskesi yapın. 1 saat kadar bekletin ve yıkayın. Sonrasında sulandırılmış elma sirkesini son durulama suyuna kullanın. Işıl ışıl parlasın saçlarınız. Yumuşaklığı bonus.
  • Taş yada kum döküyorsanız, yoğurt suyu doğal ilaç.
  • Ufak bi kase yoğurdun içine yarım limon suyunu karıştırıp, karışımı dolaba atıp soğutun. Soğutulmuş karışımla ellerinize ve özellikle tırnaklarınıza el fırçasıyla masaj yapın. Deterjandan tahriş olan ellerinize çok iyi gelicek. Sonrasında hindistancevizi yağı yada vazelinle rahatlatın. Bu işlemi mümkünse gece yapın. Sabah pamuk gibi elleriniz, güçlü tırnaklarınız olsun.
  • Güçlü tırnaklar için ceviz yemeyi ihmal etmeyin.
  • Yoğurdun köyde her türlü çorbası yapılıyor. Elde yapılan makarnayla çorbası, pirinç çorbası, buğday, mısır, fasulye, nohutla yapılan ayran çorbası buralara özgü yöresel tatlar.
  • Bide meze yapımı varki... Hemen her sebzeyle yoğurtlu salata, mezeler yapılıyor. Farklı tarifleriniz varsa yazın :))

Tarçın

Osmanlı mutfağının vazgeçilmez baharatı; tatlılar, sıcak soğuk hemen hemen tüm içecekler, meyve kokteylleri, et yemeklerinin yanısıra, kozmetik ve parfümeri dünyasının aranılan aroması tarçın sahiden ayrı bi öneme sahip.
  • Sütlü tatlılarda özellikle kullanın. Hatta sıcak sütü tatlandırın.
  • Bir neskafe fanı değilseniz, kahvenin içine bir parça tarçın atın. İçimi yumuşacık olur. Kapiçinoyla kankalar zaten.
  • Mide dostu tarçını sek çay olarakta içebilirsiniz. İçine tatlandırıcı olarak bi tane karanfil atın. Yazın buzlu çayını yapıyorum ben. Şahane oluyor. (Tarçının fazlası mideyi yorabilir)
  • Diyet yapanların ara öğünü yoğurdun üzerine tarçın serpin. Bu baharatın yağ yakıcı özelliği var. (Diyetisyen tavsiyesidir)
  • Sabahları bir tatlı kaşığı bal ve tarçın ikilisini iyice karıştırıp tüketin. Ardından bir bardak ılık su için. Hem tok tutar, hemde kan şekerini dengeler. Üstüne yağ yakar. Bide sindirimi çalıştırır.
  • Regl dönemlerinizde ve oruç tutarken sahurda özellikle tavsiye ederim.
  • Doğal diş beyazlatıcı tarçın’ı haftada iki üç kez kullanın. Farklı bi fırçaya ihtiyaç duyabilirsiniz. Tarçın fırçanın diplerine indiğinde temizliği uğraştırıyor.
  • Tarçınla saç maskesi yapın. Zeytinyağı, bal ve tarçını karıştırıp saç diplerinden uçlara masaj yaparak uygulayın. 1 saat kadar sonra yıkayın. Tarçın saç köklerini uyarıyor. Maskeden sonraki yumuşaklık hissi paha biçilemez.
  • Evde yaptığınız meyve likörlerine ve ev yapımı sıcak şaraba bir parça ekleyin. Tad, koku, lezzete doyamayacaksınız.
  • Boğaz ağrınız varsa, limon, bal ve tarçını krema yapıp tüketin. Bu şekilde yiyemiyorsanız, bir bardak sıcak suyun içinde eritip çayını için. (Bal’ı sıcak suya koymayın. Bal sıcak suyun içinde bazı özelliklerini kaybedermiş. Su ılıklaşınca balı ekleyin.)

Pirinç

Suda erimiş oksijeni kullanarak, su içinde yetiştirilen tek tahıl bitkisi.
Eskiden bereket getirsin diye gelinlerin başından aşağıya pirinç atılırmış.
Dünyada mısır ve buğdaydan sonra ekimi en fazla yapılan, en fazla tüketilen ürün. O bir karbonhidrat zengini evet. Bu özelliği pek hoş olmasada, pirincin besleyiciliği, doyuruculuğunun yanısıra yemekler haricinde hatırı sayılır kullanım alanları var.
  • Pirinç sabununu vücut temizliğinde kullanın. Etkisi şahanedir.
  • Doğal, işlenmemiş kepekli pirinç, beyaz pirince göre çok daha sağlıklı. Kepeklisi, beyaz pirinçten daha çabuk bozulur. Dolapta saklamakta fayda var.
  • Pirinç tozu kullanacaksanız, mümkünse kepeklisini öğütüp kullanın.
  • Sütlaç en iyi risotto’yla oluyor. Daha kıvamlı, daha lezzetli.
  • Pirinç salatası hazmı kolay ve doyurucu. Pirinci az zeytinyağlı pişiririp içine çiğ atabileceğiniz sebzeleri kıyıp karıştırın.
  • Tuzluktaki nemlenen tuzun içine 3-5 pirinç atın. Nemi kaybolsun.
  • Elektronik eşyanız suya düşerse, bir kabı pirinçle doldurup aleti içine atın. 3-4 saat sonra aletin ıslaklığı, rutubeti tamamen kaybolsun. (Denendi, uygulandı.)
  • Pirinç ununu yara kurutucu olarak kullanın.
  • Pirinç lapası ihsali durdurur.

Pirinç Suyu - Tonik
Uzakdoğu kadınlarının çok eski güzellik sırrıdır pirinç. Pirinç suyunu hem ten beyazlatmak hemde sivilceleri kurutmak için kullanabilirsiniz.
Bir kaşık pirinci, sıcak suya atıp, soğuyana kadar bekletin. Bu suyu pamuk yardımıyla her sabah cildinize sürün. Düzenli kullanımla lekeleriniz kaybolurken, cildiniz parlasın.


Pirinç Unu Maskesi
Ciltte oluşan, özellikle güneş lekeleri için pirinç unu maskesi kullanabilirsiniz. Maske hergün kullandığınız pirinç toniğini destekleyecek. 
Ben çok uzun zamandır cildimdeki lekelerle savaş halindeyim. Denemelerle sonunda en başarılısını yaptım. Düzenli aralıklarla kullanmak gerekiyor.

Katkısız pirinç ununa, krem kıvamına gelecek kadar süt yada pirinç suyu, bir iki damla kadar doğal sirke. Sirke ev yapımı olursa çok daha iyi olur. 
Kremi iyice karıştırıp, yüzünüze hafifçe masaj yaparak sürün. Göz çevresine sürmeyin. Ciltteki maske kuruyunca ılık suyla yıkayıp, pamukla gül suyu sürün. Sonrada hindistan cevizi yağı yada E vitaminli nemlendiriciyle işlemi bitirin. Anında farkedecek cildiniz. Aydınlanmış, yumuşacık olucak :)

Nar

Kapalı tohumgillerden. İçiyle, tohumuyla, kabuğuyla komple şifa kaynağı, C vitamini ve antioksidan deposu olan nar, eski uygarlıklarda bereketin, doğumun, çoğalmanın simgesi olmuş.

Osmanlı’da sevilen aşık olunan kıza nar gönderilirmiş. Bu evlenme teklifi anlamını taşırmış. Bazı kültürlerde evliliğin başarılı olması için, evlenmek üzere olan çiftlere ikiye bölünmüş nar resmi hediye edilirmiş. Yahudi inancında nar doğruluğu simgeler. Efsanelere göre Adem ve Havva’ya yasak olan meyve elma değil nar’dır. Bilge Karasu, “Narla incire gazel” kitabında narın bereketini şöyle anlatır: “Anam her kışın en karanlık noktasında, eve girerken nar atardı yere, bütün gücüyle; parçalanıp iyice dağılsın diye evin bereketi niyetine... Ardından hızla süpürüp silerdi ortalığı. Ne kadar dağılmışsa nar taneleri o kadar iyiydi.”
Yeni ev açanlara bereketi artsın diye nar bibloları hediye edilir. “Hepimiz nar taneleri gibi birbirinden ayrıyız. Hem çok benzeriz, hem de çok farklıyız. Ama açılmamış bir bütün nar gibiyiz aynı zamanda. Bizi bir arada tutan kabuk birbirimize duyduğumuz inançtır” diyor senarist ve yönetmen Ümit Ünal “Nar” filminde.

Narı dört ayrı başlıkta yazdım.
Nar kabuğu, nar taneleri (tohumları), nar ekşisi ve nar çekirdeği yağı,

Nar Kabuğu
Nar kabuğu, tanelerinden farklı olarak apayrı özellikler taşıyor. Nar kabuğu vitamin ve antioksidan bakımından çok değerli. 

Nar kabuğundan sirke yapabilirsiniz. Sirke yapmak için;
Yıkanmış nar kabuklarını yarısı içme suyuyla doldurulmuş cam kavanoza koyun. Kavanozun ağzını tülbentle kapayıp 2 hafta kadar hergün tahta kaşıkla karıştırın. Nar kabukları yumuşayınca suyun rengi kızıl, tadı hafif ekşimsi bi tad alır. Kabukları süzüp, süzülmüş kızıl suyu yine aynı cam kavanoza koyun. Bi tutam kalın tuz ve 3-4 nohut ekleyip kapağını kapatın. 40 gün sonra nar sirkeniz hazır. Tadı, rengi çok güzel. Evde yaptığım sirkenin fotosunu atacağım.
  • Nar sirkesini suyla inceltip sabahları içebilirsiniz. İdrar söktürür, zayıflamaya yardım eder. Hazmı kolaylaştırır.
  • Sebze ve meyvelerinizi yıkarken sirkeli suyla bekletirseniz kolayca dezenfekte edersiniz.
  • Cilt ve saç bakımında nar sirkesini suyla inceltip kullanabilirsiniz.
Nar kabuğunu blenderda çekip nemini çekinceye kadar kurutun. Tam kurumamışsa buzdolabında saklayın.
  • Salatalara çeşni olarak kullanabilirsiniz.
  • Muhallebi, sütlaç, aşure gibi tatlıların üzerine hafifçe ekleyin. Çok şık oluyor.
  • Kek yaparken içine lezet vermesi için bi tutam ekleyebilirsiniz.
  • Çay yapıp içebilirsiniz.
  • Beyaz peynirle birlikte şahane oluyor.
Nar Taneleri (Tohum)
Nar taneleri ve özellikle çekirdekleri çok çok çok faydalı. Tansiyondan şekere, safradan mideye kadar uzanan birçok tıp alanında, ilaç yapımında, kozmetikte çokça kullanılıyor. Ayıklaması zahmetliyse suyunu içebilirsiniz. Nar lekesi kolay kolay çıkmıyor aman diyeyim.
  • Narı tane tane ayıkladıktan sonra dondurucuda hafif sertleşene dek bekletin. Üzerine limon damlatıp, bi tutam tuz yada pudra şekeri serpip afiyetle tüketebilirsiniz. Tuzlu yada tatlı olarak farklı ve tadı çok güzel oluyor.
  • Nar taneleri bir aşure ve güllaç klasiğidir.
  • Bir gece öncesinden marine edilen kırmızı etin sosuna nar suyu yada nar ekşisi ilave edin.
  • Nar tanelerini birçok yemeği, özellikle et yemeklerini süslemek için kullanabilirsiniz.
  • Nar suyu sivilceleri kurutur, sivilce izlerini geçirir.
  • Nar suyunu cildinize sürüp 20 dak kadar bekledikten sonra ılık suyla yıkayın. Sonrasında nemlendirici sürün. Bu işlemi düzenli yapın. Cildiniz parlasın.
Nar Ekşisi
Nar ekşisi yapmak zahmetli olmamakla birlikte sabır gerekir. Nar ekşisi yaparken kabuklarını kullanmayıp çöpe atanlar var. Ama ben kabuklardaki şifayıda kullanmak istediğim için kabuklarıyla birlikte yapıyorum.
Yıkanmış narı kabuklarıyla birlikte katı meyve sıkacağında suyunu çıkarın. Katı meyve sıkacağı yoksa narı kabuklarıyla birlikte blenderda çekip suyunu süzün. Elde edilen nar suyunu ocağa koyup bal kıvamına gelene kadar pişirin. Pişme aşamasında köpüklenir. Delikli kepçeyle köpüğü alın. Ara ara karıştırın dibi tutmasın.
Nar suyu piştikçe kızıl renk koyulaşır. Mutfağada mis gibi koku yayılır. Pişince ocağın altını kapayıp, bir tutam kalın tuz atın. Soğuyunca cam kavanoza alın. Nar ekşisi yaparken çelik haricinde metal kullanmayın. Nar suyunun asetik özelliği vardır.
  • Salatalara, et yemeklerine, çiğ köfteye, kuru patlıcan dolmasına, kısıra güzel tad verir.
  • Şekersiz olduğu için sabahları kahvaltıda tüketebilirsiniz.
  • Sabahları aç karnına bir bardak suyla karıştırıp içebilirsiniz.
Nar Çekirdeği Yağı
E vitamini yönünden çok zengindir. Nar çekirdeği yağı soğuk presle fabrikasyon makinalarında elde edilir. 
Eczanelerde, aktarlarda kapsül şeklinde satılıyor. Cilt ve saç güzelliğinde kullanabilirsiniz. Özellikle olgun ciltlere elastikiyeti sağlarken hücre yenileyici, kırışık önleyicidir. Oldukça pahalı olan yağı evde yapabilirsiniz. Evde nar çekirdeği yağı yapmak için;
Nar tanelerini blenderda iyice çekin. Burda amaç tohumları parçalamak. Biz tohumların içindeki şifayı istiyoruz. İyi kalite sızma zeytinyağını kavanoza koyun. İçine parçalanmış nar tanelerini suyuyla birlikte yağın içine ekleyin. Tahta kaşıkla karıştırın. Kavanozun ağzını tülbentle kapayıp 10 gün kadar ışık görmeyen bi yerde bekledikten sonra yağı tülbentle süzüp cam kavanoza alın. Yağın rengi kan kırmızı olur.
Evde yapılmış yağda hem zeytinyağının hemde narın şifasını birarada kullanıyoruz.
  • Nar çekirdeği yağını cildinize ve saçlara maske olarak kullanabilirsiniz.
  • Saça yakılacak kına karışımına bir iki damla ilave ederseniz saça bakımda yaparsınız.

18 Ocak 2016 Pazartesi

Bal

Küçük bi kızken, dedemin yanına köye gelirdim. Meşhur köstekli saatli dedemin arı kovanları vardı. Arı sokmasına karşı özenle giyinir, çerçevelerle bal getirir kaşık kaşık yedirirdi bana. O zaman bal daha mı güzeldi? yoksa dedemin kucağında daha mı lezzetliydi? bilmiyorum. Yemelere doyamazdım.............

Balın tarihi çok çok eskilere Babiller zamanına dayanır. Bal her dönemin kutsal yiyeceği, aynı zamanda evleri kutsamak için kullanılırdı. Hititliler kutsal binaların yapımında kullandıkları taşlara bal döküp kutsarmakla kötülüklerden korunduklarına inanırlarmış. Herodot tarihi bal’a özel bi ayrıcalık tanır.  Mısırda kraliçe Kleopatra güzelliği için bal ve süt banyosu yaparmış. Yunanlılar ve mısırlılar baldan likör yapıp tanrılarına sunarmış. Eski geleneklerde evlenen çiftler birbirlerinin avuçlarından bal yiyerek evliliklerini kutsarlarmış.
Bal hiç bozulmadığı için ölümsüzlüğü sembolize edermiş. Bu yüzden yıllarca kutsanmış. Sevdiklerimize bile “balım” demez miyiz?

Enerji deposu, doğal tatlandırıcı, son kullanma tarihi olmayan tek gıda olan balı sofranızdan eksik etmeyin.

  • Balı kış aylarında kuruyan cildinize kullanın. Nemi cilde hapsederek besler, kırışık oluşmasını engeller. Balı tek başına yada yoğurtla yada süt kaymağıyla maske yapın.
  • Balı saç bakımınızda mutlaka kullanın. Balı tek başına yada yoğurt, zeytinyağıyla karıştırıp kullanabilirsiniz.
  • Balı, çay, kahvenize tatlandırıcı olarak kullanın. Yaz aylarında soğuk içeceklere şahane olur. Kış aylarında zencefil yada tarçın yada kuşburnu çaylarına ilave edin. Boğaz ağrılarına, öksürüğe iyi gelir. Tahriş olan boğazı yumuşatır.
  • Yara ve çıbanlara, fizahlı şişlere bal ve buğday unundan krem yapıp sorunlu bölgeye sürün. Bi süre sonra yaranın ateşi düşmeye başlar. Benim gibi dağ başında olanlara doğal ilaç.
  • İhsal için, ılık suya bal karıştırıp için.
  • Öksürük için, ılık süte bal karıştırıp için.
  • Bal kavanozuna ıslak kaşık sokmayın. O zaman bal bozulmaya başlar. Mümkünse ahşap ve kuru kaşık olsun.
  • Tatlı, kurabiye, kek yaparken şeker yerine bal kullanın. Bal daha yoğun olduğu için tariflerde verilen ölçünün yarısı kadar bal kullanın.
  • Gerçek bal soğuk ortamlarda kristalleşebilir. Böyle durumlarda balı, sıcak su buharına tutup eski haline getirebilirsiniz. Yada ağzı sıkıca kapadığınız bal kavanozunu kaynayan suyun içine koyun. Değerini kaybetmez.
  • Gerçek bal rengi ve tadından anlaşılmaz. Bal su gibi akışkan olmaz. Karamelize yapısı olmayan balı almayın. Gerçek bal dolapta donar böyle test yapabilirsiniz.
  • Balı tek başına yiyemiyorsanız yada yavan geliyorsa, tahinle karıştırabilirsiniz. Yada fıstık ezmesiyle karıştırın. Birde nutella varki, ömre ömür katar.
  • Bal vücutta kana en hızlı karışan gıdadır. Bu yüzden metabolizma en kısa zamanda yeniden enerji depolar. Sporcu kesimi, gençler ve çocuklar bolca tüketin.
  • Ağız içi minik yaralar için balı diş macunu gibi kullanabilirsiniz. Sonrasında suyla ağıziçini çalkalayın.
  • Krep hamuruna dilimlenmiş muzları bulayıp az yağda kızartın. Pişmiş muzları servis kabına koyup üzerine bal dökün. Çinlilerin meşhur ballı muz tatlısı böyle yapılıyor.
  • Bal nadirde olsa bazı bünyelere alerji yapabilir. Önden test edilmeli.

Yumurta

Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan esprisi dönedursun, yumurtanın oldukça hatırısayılır bir tarihi vardır. Yunan mitolojisinde kutsal evliliği, doğurganlığı ve var oluşu sembolize eder. Çin mitolojisinde evrenin bir yumurta içinde olduğu anlatılır.

Yumurta mutfağın jokeri. Ucuz, doyurucu, protein kaynağı. C vitamini hariç tüm vitaminleri bünyesinde tutan besin olarak ayrıcalıklı. Sağlık için faydaları saymakla bitmiyor.

  • Buzdolabında uzun süre bekleyen yumurtanın taze mi yoksa bayat mı olduğunu anlamak için; derince bi kaseye su ve tuz koyun. Tuz suda iyice çözülsün. Yumurtayı bu suya atın. Yumurta suda batıyorsa tazedir. Suyun üstünde yüzüyorsa bayattır.
  • Yumurta kabuğunun üstünde por denilen, gözün görmeyeceği minik delikler vardır. Bu minik delikler ince bi zar tabakası ile kaplıdır. Eğer yumurtayı yıkarsanız bu koruyucu tabaka ortadan kalkar. Böylece yumurtada su kaybı olur. Bozulur.
  • Yumurtayı dolapta saklarken yanında keskin kokulu besinler bulundurmamaya dikkat edin. Kokular, yumurtadaki deliklerden yumurtaya siner.
  • Yumurtayı çiğ tüketmeyin. Kabuklarından geçen mikroorganizmalar pişmemiş yumurtada daha fazladır.
  • Et yemeyenler için yumurta protein kaynağıdır.
  • Yumurtayı tavaya kırdığımızda sarısı dağılıyorsa o yumurta bayattır.
  • Haşlanmış yumurtanın kabuğu düzgün soyuluyorsa o yumurta bayattır. Taze yumurta düzgün soyulmaz.
  • Yumurta en ucuz, en kaliteli protein besinidir.
  • Yumurtayı haşlarken, haşlama suyuna bi parça sirke koyun. Böylece yumurtalar çatlamaz.
  • Diyet yapıyorsanız yumurtayı atlamayın. Haşlanmış yumurta tok tutar.
  • Yumurta saç ve saç kökleri içinde protein kaynağı. Saç dökülmelerini azaltır, saçı besler ve yumuşatır. Saçlarınıza yapacağınız haftalık bakımlarınızda kullanın.
                yumurta, zeytinyağı
                yumurta, yoğurt
                yumurta, yoğurt, bal
  • Yumurta bakımı sonrası saçları yıkarken sıcak su kullanmayın.
  • Yumurta akını cilt bakımında kullanın. Köpük olacak şekilde çırpılmış yumurta akını yüzünüzde yarım saat kadar bekletip ılık suyla yıkayın. Sonrasında gül suyuyla cildi parlatın. Şahane hissedeceksiniz. Yumurta akı, gözenek küçültücü ve kırışık önleyicidir.